YAŞLANINCA VİCDANLARI UYANIYOR

Halil Uygun
Srebrenitsa Katliamının üzerinden 20 yıl geçti. Bölgede bugüne kadar 130 toplu mezar bulundu. 1995’teki katliamda öldürülen 8 bin 372 kişiden 7 bininin cesedine ya da ceset parçalarına ulaşıldı. 1372 kişi ise hâlâ kayıp. Tüm Bosna’da ise kayıpların sayısı 7 bini buluyor. Bölgede en son 2012 yılında akü fabrikasının yakınlarında beş kişinin cesedinin bulunduğu bir toplu mezar ortaya çıkarıldı. Aralarından biri bebekti. Doğrudan katledilmeseler de ilaçsızlık, doğum sonrasındaki olumsuz koşullar gibi nedenlerle öldükleri belirlendi. Bosna-Hersek Kayıp Arama Enstitüsü Sözcüsü Leyla Çengiç, kayıpların bulunması için katliamın bizzat failleri veya tanık olanların bilgisine ihtiyaç var. Ancak bu kişiler bilgileri, özellikle de kamuoyuna açık bir şekilde paylaşmayı reddediyor dedi. Bosna-Hersek Kayıp Arama Enstitüsü Sözcüsü Çengiç, “Vicdanları yok söylemeye. Toplu ve bireysel mezarlar hakkında bilgi sahibi olanlar, ana sebep olarak vicdan eksikliğinden bilgiyi paylaşmıyor. 2013 yılında 435 ceset parçasının bulunduğu, ülkenin kuzeyindeki Tomaşitsa toplu mezarının yeri hakkındaki bilgi eski bir Sırp Cumhuriyeti askeri tarafından verildi. Bölge halkının da uzun yıllar bildiklerini gizledi. 1992 yılında kamyonlarla insanlar getirilirken sokaklardan kan akıyordu. Toprağın altında o kadar insanın yattığını biliyorsun ama söylemeye vicdanın yok. Bosna-Hersek’te bugüne kadar bulunan en büyük toplu mezar 629 kurbanın çıkarıldığı Zvornik kenti yakınlarındaki Crni Vrh” dedi.

Yaşlanınca vicdanları uyanıyor
Toplu mezarlara ait bilgileri kimlikleri gizli olarak telefonla ulaştırmak isteyenlerle ilk görüşmeleri yapan Çengiç, yaş faktörünün rol oynadığını söylüyor. Cengiç, “Bilgi ulaştıranların ses tonlarında bazen duyguyu hissedebiliyorsunuz, tabii suçta yer almamış olanlarda bu daha belirgin. ‘Nerede olduğunu biliyorum, bunu paylaşmaya çok ihtiyacım var’ diyorlar genelde. Yaşı oldukça ilerlemiş kişiler olduklarını fark ediyorsunuz. Net söyleyemesem de ömürlerinin sonlarına yaklaşmış olma ihtimalleri büyük. Birçoğunda vicdan o zaman uyanıyor, herhalde sonunun geldiğini hissettiğinde ruhunu hafifletmek için anlatıyorlar. Toplu mezar tanıklarının kimliklerinin gizlenmesindeki sebepler arasında korkuyu da gösteriyor. Hem kendi canları hem de aileleri için korktuklarını belirtiyor. Kayıp Arama Enstitüsü’ne neredeyse her gün yeni bilgiler ulaşsa da bazılarının kasti olarak yalan bilgiler olduğunu görmekteyiz. Bazen kurban yakınları ve onları arayanlarla kasti olarak yanlış bilgiler paylaşılıyor. Tam bilgilere sahip olanlar, eylemi işleyenler, yani öldürenler, bedenleri gömenler, yardım edenler ve kimi durumlarda gözlemciler. Aileler bazen bağımsız olarak kendi gayretleriyle bilgiye ulaşmaya çalışıyorlar, başarılı oldukları örnekler var ancak yine yalan bilgiyle para karşılığı dolandırılanlar da var. Srebrenitsa civarındaki toplu mezarlar daha çok uydu görüntüleri sayesinde bulundu. Görüntülerde toprağın nerede kazıldığı ve nereye geri koyulduğu görülüyordu. Topraktaki değişimler mezarların yerlerini belli etmişti. Enstitü bilgilere, sahada araştırma yapan, bölgedeki insanlarla konuşan 23 çalışanıyla da ulaşmaya çalışıyor. Diğer ülkelerde olduğu gibi, para karşılığında bilgi alabilmek için hâlâ 7 binin üzerinde kayıp kişiye sahip Bosna-Hersek’in bütçe ayırmadığını görmekteyiz” şeklinde konuştu